Amerikan Başkanlık Sisteminin Gelişimi Nasıl Olmuştur?
Amerikan başkanlık sistemi nasıl gelişti? Amerika'daki İngiliz sömürgeciliğinin 17. yüzyılın başlarında başladığı görülebilir.
18. yüzyılın sonuna kadar Amerika'da 13 İngiliz sömürge devleti kuruldu. İngiltere'nin sömürgecilikle ilgili sert politikaları İngiltere ve kolonileri arasında yasal ve silahlı çatışmalara yol açtı.
1776'da, "Bağımsızlık Bildirgesi" ni yayınlayan sömürge eyaletleri, İngiliz Parlamentosu ve kralın otoritesini tanımadıklarını ifade ettiler. Koloniler, örgütlerine bir bağımsızlık savaşı için yasal dayanak sağlamak amacıyla 1781 yılında Konfederasyon'a katıldılar. Ortaya çıkan konfederasyon zayıf bir konfederasyondu. Sömürge yönetimine sahip olanlar savaş için ittifaklarının üstün egemenliğe sahip olmasını istemediler, bağımsız örgütler olarak egemenliklerini sürdürdüler. Bağımsız bir devlet haline gelen eski sömürge hükümetleri altında tam yetkili bir ortak yürütme organı oluşturulamaz.
Üye Devletler tarafından gönderilen temsilcilerden oluşan genel bir organ olan Kongre, kendisine verilen zayıf güçleri bile kullanma gücünü bulamadı.
Konfederasyonun oluşturulmasını sağlayan Temel Yasa, ilk önce "Amerika Birleşik Devletleri" teriminin kullanıldığını gösterir. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı kazandıktan sonra, 1783'te Paris Antlaşması imzalandı. Bu fenomen, zayıf Konfederasyonu güçlendirmek için yeterli değildi.
Konfederasyonu oluşturan devletler arasında, özellikle ticari ve ekonomik konularda anlaşmazlıklar ve hatta Konfederasyonun dağıtılması söz konusuydu. Ulusal bağımsızlık liderlerinin çabaları ile konfederasyonu oluşturan devletler arasında daha yakın bir birlik ve federal bir sisteme geçme çabaları gösterildi. Bu çabalar sonucunda, Konfederasyonun bir organı olan Kongre, Sözleşme adı verilen bir Kurucu Meclis oluşturdu. Kurucu Meclis tarafından hazırlanan federal bir anayasa 1787'de Philadelphia'da ilan edilmiş ve 1789'da yürürlüğe girmiştir. Böylece federal bir devlet oluşturulmuş ve bir başkanlık sistemi kabul edilmiştir.