İkinci Meşrutiyet Dönemi Nedir?
Getirdiği yenilikler nelerdir? İkinci Meşrutiyet, Meclisin toplantıya çağrılması. İkinci Meşrutiyet döneminde, Osmanlı Devlet sistemi, parlamenter sistem görünümüne kavuşmuştur. Ordunun Padişah üzerinde baskısı, İttihat ve Terakki Cemiyetlerinin gizli ve yaygın çalışmaları, Balkanlardaki kıpırdamalar, İkinci Meşrutiyeti doğuran nedenler arasında yer alır. Bu dönemde, Abdülhamid’in baskı rejimine karşı tepkinin büyük olduğu görülür. Jön Türkler ve Genç subaylar, Abdülhamid’i devirmek için çaba harcamışlardır. Bu baskılar karşısında, Abdülhamit, Kanunu Esasiyi yeniden uygulamaya koyma zorunda kalmıştır. İkinci Meşrutiyetin başlaması, Abdülhamid’in 23 Temmuz 1908 de bir Ferman ile, Meclisi Mebusanı toplantıya çağırması ile olmuştur.
İkinci Meşrutiyetin ilânını izleyen seçimlerden sonra, 4 Aralık 1908 de Ayan Meclisi ile birlikte toplantıya çağırılan Mebusan Meclisinde, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri büyük bir çoğunluğa sahip olmuştur. Meclisin ilk toplantısında, Padişah adına okunan açış konuşmasına, sonradan Meclis tarafından verilen cevapta, ulusal egemenliğin gerçek ve tek temsilcisinin Meclis olduğu belirtilmiştir.
1876 Anayasasının, parlamenter sisteme uygun hale getirilmesi için çabalar sürerken, Meclis dışında, din duygularını sömüren, eski düzenin gelmesini isteyen bir akım da gelişmiştir. Bu gerici tepkilerin, 31 Mart (1325) olayı denen olayın (13 Nisan 1909) ortaya çıkması üzerine, Mahmut Şevket Paşa komutasındaki Harekat Ordusu ayaklanmayı bastırmak amacı ile İstanbul’a yürümüş ve II. Abdülhamit, 27 Nisan 1909 da tahtan indirilerek, yerine Mehmet Reşat Padişah olmuştur.
İkinci Meşrutiyet döneminde Anayasa değişikliği
İkinci Meşrutiyet döneminde, 1876 Anayasasına göre seçilmiş olan mebusan üyeleri, yeni bir anayasa yapmamışlar, mevcut Anayasada değişiklik yapmışlardır. Anayasada yapılan en önemli değişiklik, 21 Ağustos 1909 da olmuştur. Bunu diğer değişiklikler izlemiştir. Anayasada yapılan değişiklikler, parlamenter sistemin yerleştirilmesi, güçler arasında denge sağlanması, Padişahın yetkilerinin kısıtlanması, Meclisin yetkilerinin artırılması amacına yönelik olmuştur.
İkinci Meşrutiyet döneminde yapılan anayasa değişikliklerinin, sistem açısından getirdiği yenilikler, aşağıdaki gibi sıralanabilir:
a) Anayasa hukuku açısından önemli olan değişikliklerden biri, Meclisi Mebusana karşı, Heyeti vükelanın sorumluluğunun düzenlenmesi konusunda olmuştur. Anayasada açıkça, bakanların hükümetin işlerinden dolayı birlikte sorumluluk, kendi bakanlık iş ve işlerinden dolayı tek başlarına, Meclisi Mebusana karşı sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu, parlamenter rejime geçişte atılmış önemli bir adımdır.
b) Meclisi Mebusanın feshi yetkisine, önemli sınırlamalar getirilmiştir. Padişahın Meclisi tekbaşına dağıtabilmesi yetkisi kaldırılmıştır. Meclisin Padişah tarafından dağıtılabilmesi için, hükümetle Meclis arasında çıkan uyuşmazlık nedeni ile hükümetin çekilmesi, yeni hükümetin de eski hükümetin görüşünü paylaşması, Meclisce de bu görüşün reddedilmesi ve dağıtma kararının Meclisi Ayanca da uygun görülmesi koşulu getirilmiştir.
c) Padişahın yetkileri kısıtlanmıştır. Padişah tahta çıktığında, Meclisi Mebusan önünde, Anayasa kurallarına uyacağına, ulusa ve vatana sadık kalacağına dair and içecektir. Padişahın, tekbaşına karar alması yolu kapatılmıştır. Padişahın kararlarında başbakanın ve ilgili bakanın imzası bulunacaktır. Her iki Meclisin, her yıl kendiliğinden toplanması esası getirilmiş, Padişahın Meclis toplantılarına engel olma yolu kapatılmıştır. Meclis üyelerinin yasa önerme yetkisi üzerindeki padişah denetimi kaldırılmıştır. Padişahın, Meclislerce kabul edilen yasaları yayınlaması, ya da bir kez daha görüşülmek üzere Meclise geri göndermesi, bir süreye bağlanmıştır. Padişahın, Meclislerce kabul edilen yasaları yayınlamama yolu ile etkisiz duruma getirmesi önlenmiştir. Padişahın sürgüne gönderme yetkisi de kaldırılmıştır.
d) Temel hak ve özgürlükler alanında da, Anayasada değişiklikler yapılmıştır. Kişi özgürlüğü güvence altına alınmış, basında sansür yasaklanmış, özgürlükler arasında, haberleşmenin gizliliği ve toplanma özgürlüğü yer almış, mektupların mahkeme kararı olmadan açılamayacağı esası getirilmiş, toplanma ve dernek kurma özgürlüklerinin sınırları, Anayasa ile belirtilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü
İkinci Meşrutiyet döneminde, iktidar ve muhalefet ilişkileri, parlamenter rejimin kurallarına uygun olarak yürütülememiştir. Siyasal koşulların iktidarca biraz gevşetilmesi durumunda, muhalefet, ya din veya özgürlük savunucusu olmuş, bu da iktidarı zaman zaman sertleştirmiştir.
Muhalefetin güçlenmesi ile iktidardan uzaklaştırılan İttihat ve Terakki, kısa bir süre sonra, Balkan bozgunundan da yararlanarak, 23 Ocak 1913 de Babıâli baskını ile devlet yönetimine yeniden el koymuştur. Birinci Dünya Savaşı eşiğinde tatile gönderilen Meclisi Mebusanın savaş sırasında, hükümet üzerinde etkili bir denetimde bulunabildiği de söylenemez.
1918 yılı son İttihat ve ilerleme dönemi, 27 Ekim 1918'de Osmanlı Devleti'nin yenildiği Talat Paşa'nın Sadrazamlıktan ayrılmasıyla sona ermiştir. Çok geçmeden Sultan Vahdettin, İttihat ve Terakki'den tamamen kurtulmak için siyasi nedenlerle milletvekilini görevden aldı.
Osmanlı Devleti'nin son mebusu 12 Ocak 1920'de görüşebildi. Misaki Ulusal Bildirgesi'ni kabul eden Meclis, İstanbul'un işgaline ve bazı üyelerinin tutuklanmasına yönelik çalışmalar yapamadı. Bu durumu tespit eden toplantı 18 Mart 1920'de faaliyetlerini süresiz olarak askıya aldı. Bundan memnun olmayan Sultan Vakhdettin, 11 Nisan 1920'de milletvekilini resmen görevden aldı. Böylece Osmanlı Devleti'nin kurmaya çalıştığı parlamenter rejim fiili ve hukuken sona ermiştir.
Uzun bir süre boyunca diğer toplumlarda gelişen parlamenter sistemin anayasal monarşi sürecinde başarısızlığında iki ana faktör vardır: Biri parlamenter sisteme geçme girişimlerinin büyük bir kitleye bağlı olmaması, diğeri ise budur. imparatorluğun çöküşünün son günlerine denk geldi.