Türk şiirinin kurucusu, Türk divan edebiyatının en önemli didaktik şairidir.
Divan edebiyatında bilge, öğretici ve atasöz şiir çağını açan şairdir.
Urfa'da doğdu ve asıl adı Yusuf.
İyi bir eğitimden sonra İstanbul'a geldiğinde, şair Naili'nin gözlerine geldi.
Önemli hükümet görevlerinde bulundu ve bir süre Halep'te yaşadı. Halep valisi büyük vizier olduğunda, onunla birlikte istanbul'a döndü.
Şiirleri duygulardan çok düşünülmüş.
Çalışmalarında sosyal depresyon, sefalet, kaos, bozukluk ve düzensizlikle ilgileniyor.
Dünyanın geçiciliği, düşünce, güven, dini tavsiye, iyi, güzel ve hakikat şiirlerin ana temalarıdır.
Atasözleri, bilgeliği ve fikirleri şiirlerinde yaygın olarak yer almaktadır.
Şiirleri yüzyıllardır dilden dile çevrildi.
Şeyh Shushara (şairlerin şeyhi) unvanını aldı.
Şiirlerinin rahat şarkı söyleme özelliği mükemmel ayet tekniğinden geliyor.
Mazmun, pun, retorik düşkündür, ancak onları kullanırken şiirleri kapatmaz.
Zamanının en güzel İstanbul Türkçesi şiirlerinde görülür ve Türkçe'yi hem Arapça hem de Farsça'dan daha üstün bulur.
Nesirinde dili ağır ve viskoz olarak kullandı.
Divan şiiri, hayatın ve toplumun gerçekliğini karşılamak ve sosyal bozukluklarla başa çıkmak için mizah ve hiciv temelli bir tarz kullanır.
Rubai, kıt’a, kaside, mesnevi yazarı; özellikle gazellerde.
Hem hazineyi hem de bağın baharını gördük
Neşter ve rüzgarı gördük.
Tavern-i ikbalde ile kim gurur duyamaz ki
Harkaran humar'ı gördük.
Nabi
Eserleri
Divan: Türkçe ve Farsça şiirler.
Hayriye: Oğlu için yazdığı bu tavsiye kitabının pedagojik bir niteliği var. Aynı zamanda dini, mil, ahlaki ve insani özelliklere sahiptir.
Soyadı: IV. Mehmet'in prenslerinin sünneti anlatılır.
Münşeat: Harflerin birleşimi ile oluşturulmuştur.
Hayrabat: Bu, Feridüddin Attar'ın “ilahiname” adlı mesnevi'nin çevirisidir, ilavesiyle zenginleştirilmiş dört bölümlük bir peri masalı eseridir.
Tuhfet’s Harameyn: Bu, hicaz yolculuğuyla ilgili bir seyahat makalesi.