İlk bakışta, akış hızı ile akışkan basıncı arasındaki ilişkiye dayanan Burnilli prensibi temelsizdir. Pek çok kişi bu ilkenin doğru olmaması gerektiğine inanıyor. Ancak, bunun nedeni Burnilli ilkesinin tam olarak ne dediğini bilmemesidir.
Bernoilli
Burnilli'nin ilkesi, sıvının daha hızlı hareket ettiği noktalardaki basıncın, yatay sıvı akışı sırasında sıvının hızının daha yavaş olduğu noktalardan daha az olmasıdır. Bu açıklamaya göre, suyun yatay bir boru içerisinde hareket ettiği, hızlı hareket ettiği yerlerdeki basınç, yavaş hareket ettiği yerlerden çok daha az olacaktır. Buradaki insanlarda yanlış olan, hızlı hareket eden kısmın daha az baskı uygulamasıdır. Çünkü yüksek hız her zaman yüksek basınçla ilişkilendirilir. Bununla birlikte, sırttaki baskının büyüklüğünün öndeki baskının büyüklüğünden daha yüksek olacağını söylemeye çalışan bu ilke, birçok insan için imkansız olarak kabul edilir, çünkü bunu farklı şekilde açıklamaya çalışıyor.
Enerjinin korunumu yasasına dayanan bu ilke, ancak bu kanunu sıvılar için uygulayarak elde edilir. Kararlı bir sıvının enerjisi genellikle yerçekimi etkisi ile farklı bir potansiyel enerjiye ve sıvıyı üzerine itme etkisiyle başka bir potansiyel enerjiye sahiptir. Bu sıvı hareket ederse, kinetik enerji potansiyel enerjiden kaynaklanır.
Sıkıştırılamaz sıvılar, dar bir alana ulaştıklarında sabit hacim nedeniyle akış hızını hızlandırmalıdır. Bu nedenle hortumun hortum başının dar kısmındaki su hızlanır. Bu hızda daralma olursa, aynı zamanda kinetik enerji alır. Peki bu ekstra kinetik enerji nereden geldi? Bir şeye kinetik enerji vermenin tek yolu vücudu yapmaktır. Bu durum iş enerjisi prensibi kullanılarak basit bir şekilde ifade edilebilir.
Buna göre, suyun bir kısmı hızlandırılırsa, harici kaynaklardan gelen bir şey bu kısımda iş yapmak anlamına gelir. Bununla birlikte, gerçek dünyada iş yapan pek çok kuvvetin dağınık kuvvetler olduğu görülmektedir ve bu prensibi açıklamaya gerek yoktur.